Dolandırıcılık Uyarısı: 0533 455 6233 telefon numarası haricinde sizinle iletişime geçen kötü niyetli kişilere karşı dikkatli olun!
Müge Büke ismini ve fotoğrafını taklit eden dolandırıcılar, sizden para veya başka bir şey talep ediyorsa itibar etmeyin..
Ceza hukuku bağlamında, ceza sorumluluğunun şahsiliği ne anlama gelmektedir? Ceza hukuku bakımından bir takım temel ilkeler söz konusudur. Bu ilkeler ‘Kanunsuz suç ve ceza olmaz ilkesi’ gibi ceza hukuku alanında suçun ve cezanın yerini ve önemini kavramamız için oldukça temel nitelikte olan ilkelerdir. Bu makale aracılığıyla da ‘ceza sorumluluğunun şahsiliği’ başlıklı temel prensiplerden biri incelenecektir.
Hem Türk Ceza Kanunu’nun Ceza Sorumluluğunun Şahsiliği başlıklı 20. Maddesi’nde , hem de Anayasa’nın Suç ve Cezalara İlişkin Esaslar başlıklı 38. Maddesinin 7. Fıkrasında bu konu açıkça düzenlenmiştir.
Anayasa m.38/7:” Ceza sorumluluğu şahsîdir.”
TCK m.20/1:”Ceza sorumluluğu şahsidir. Kimse başkasının fiilinden dolayı sorumlu tutulamaz.”
TCK’nın anılan hükmünün ilk fıkrasından ve Anayasa m.38/7’den açıkça anlaşılabileceği üzere, bir fiil sebebiyle yalnızca o fiili işleyen/ gerçekleştiren kimse sorumlu olacaktır. Çünkü devlet suçların önlenmesine yönelik olarak bir takım yöntemlere başvurmaktadır. Bu vesileyle de suç politikası bakımından önleyici yöntemler ve cezalandırıcı yöntemler karşımıza çıkmaktadır. Ancak bir kişinin gerçekleştirdiği bir fiilin suç teşkil etmesi halinde, esas fiilden sorumlu olan kişi yerine bir başka kişinin cezalandırılması hukuk sistemimizce kabul edilemez niteliktedir. Herkes kendi fiillerinden sorumlu olacaktır. Bu durumu örneklendirmek gerekirse, bir kişiyi kasten öldüren fail bu suçtan şahsen sorumlu olacaktır. TCK m.81:”Bir insanı kasten öldüren kişi, müebbet hapis cezası ile cezalandırılır.” Kanunda açıkça, kasten öldüren kişinin bu suça ilişkin olarak alınacak cezadan şahsen sorumlu olacağı düzenlenmiştir. Örnekteki olayda, kasten öldüren kişi, öldüren kişiden kısa bir süre sonra ölmüş olsa bile, failin akrabaları, eşi, dostu, yakınları onun işlediği bu suç sebebiyle ceza almayacaklardır. Aksi bir durumun söz konusu olması, hukuka ve adalet duygusuna aykırı görünmekle beraber, kanun koyucu bu hususu açıkça düzenleyerek, doğabilecek en ufak negatiflikteki ihtimallerin dahi önüne geçmek istemiştir.
TÜZEL KİŞİLER HAKKINDA CEZA YAPTIRIMI UYGULANABİLİR Mİ?
TCK M.20/2:”Tüzel kişiler hakkında ceza yaptırımı uygulanamaz. Ancak, suç dolayısıyla kanunda öngörülen güvenlik tedbiri niteliğindeki yaptırımlar saklıdır.”
Tüzel kişilere ilişkin olarak, ceza sorumluluğunun şahsiliği söz konusu olamayacaktır. Tüzel kişilerin tek bir şahıs olmaması sebebiyle, haklarında ceza yaptırımı uygulanamayacaktır. Ancak bununla birlikte, tüzel kişilerinde suç işlemelerini engellenebilmesi veya işlenmiş bir suç olması halinde cezalandırılabilmeleri için kanun aracılığıyla güvenlik tedbiri niteliğinde ki yaptırımlara başvurulacaktır.
CEZA SORUMLULUĞUNUN ŞAHSİLİĞİNE İLİŞKİN ANAYASA MAHKEMESİ KARARI
AYM. 21.12.2006 – 2003/97 E. 2006/115 K. Sayılı Kararı’ nda :‘’…Anayasa’nın 38. maddesinin yedinci fıkrasında, ceza sorumluluğunun şahsi olduğu belirtilmiştir. Cezaların şahsiliğinden amaç, bir kimsenin işlemediği bir fiilden dolayı cezalandırılmamasıdır. Başka bir anlatımla kimsenin başkasının fiilinden sorumlu tutulmamasıdır.
(765 sayılı yasa) 463.madde ile hiç kimse, başkasının fiilinden sorumlu tutulmamaktadır. Suça katılanların tümüyle suçsuz olduğu ya da hak etmediği halde cezalandırılması da söz konusu değildir. 765 sayılı Yasa’nın sistemi içinde bir nevi çözüm aracı olan 463. madde hükmü, yasa koyucunun ceza siyaseti ve takdiri ile ilgili olup madde hükmü, cezaların şahsiliği ilkesine aykırı değildir.
İtirazın reddi gerekir.’’
CEZA SORUMLULUĞUNUN ŞAHSİLİĞİNE İLİŞKİN EMSAL YARGITAY KARARI
Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2018/1352 E., 2019/7238 K., 15.4.2019:“…Sanıklar hakkında 5187 Sayılı Kanun’un 18/1. maddesinde yazılı “düzeltme ve cevabı yayımlamama” suçundan açılan kamu davasında, kesin olarak verilen merci İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 06.06.2014 tarihli 2014/266 D.İş. Sayılı “itirazın reddine” dair kararının, sadece itiraz eden … Gazetecilik A.Ş.’nin avukatına tebliğe çıkartıldığı ve tebliği işyerinde avukatın daimi temsilcisi olduğunu beyan eden çalışanın aldığı, suç tarihinin de bu tebligata göre belirlendiği, ancak gazetenin sorumlu müdürüne hitaben yapılan bir tebligat olmadığı…”