Dolandırıcılık Uyarısı: 0533 455 6233 telefon numarası haricinde sizinle iletişime geçen kötü niyetli kişilere karşı dikkatli olun!
Müge Büke ismini ve fotoğrafını taklit eden dolandırıcılar, sizden para veya başka bir şey talep ediyorsa itibar etmeyin..
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nce verilen karara göre eşlerden birinin diğerine ‘ALO’ demesini kusurlu bir davranış sayılmıştır. Yargıtay’ın verdiği bu güncel karar artık gelecek boşanma davaları bakımından emsal niteliğinde bir karardır. Bu karar çerçevesinde ‘ALO’ kelimesi, eşler arasında hitap amaçlı kullanıldığı taktirde kusurlu davranış sayılacaktır. Burada kastedilen ‘Alo’, iletişim araçları ile görüşmenin başlatıldığı anda ki maksatla kullanılmamaktadır. O halde, bu kelimenin eşler arasında ki her kullanımı, boşanma için kusurlu davranış sayılabilecek midir?
Boşanma Davalarında Kusur Nedir?
Evlilik birliği içerisinde eşler karşılıklı olarak bir çok yükümlülük altındadır. Bu yükümlülüklerden bir kısmı çok temel nitelikte olup, 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu uyarınca da açıkça düzenlenmiştir. Eşler arasında kusurlu davranış olarak sayılabilecek davranışların bir kısmı TMK 161 ve devamında açıkça sayılmıştır. İlgili düzenlemece aşağıda sayılan maddeler, eşler arasında kusurlu sayılabilecek davranışlardır.
Özel Boşanma Sebepleri Açısından Kusurun Önemi Nedir?
Özel Boşanma Sebepleri
- Zina
- Hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış
- Suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme
- Terk
- Akıl Hastalığı
4751 Sayılı Türk Medeni Kanunu’nda özel boşanma sebepleri sınırlı olarak sayılmıştır. Bu boşanma sebeplerine sebebiyet verecek şekilde eşine yaklaşan eş kusurlu kabul edilecektir. Örneğin eşinin hayatına kast eden, ona pek kötü davranış veya onur kırıcı davranışta bulunan eş boşanma davası bakımından kusurlu sayılacaktır.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2012/4316 E. , 2012/22373 K. “Davalının zaman zaman eşine ve çocuklarına fiziki şiddet uyguladığı, eşine “mayası bozuk, sütü bozuk, şeytan tabiatlı ” şeklinde sözler sarfettiği, yapılan soruşturma ve toplanan delillerden anlaşılmaktadır. Davalının gerçekleşen bu davranışlarının, davacının vücut bütünlüğünü ve onurunu ağır biçimde zedelediği, sağlını ve ruhsal bütünlüğünü bozduğu tartışmasızdır. Bu bakımdan açıklanan davranışlar pek kötü ve onur kırıcı davranış niteliğinde olup, Türk Medeni Kanununun 162. maddesindeki boşanma sebebini oluşturur.”
Genel Boşanma Sebepleri Açısından Kusurun Önemi Nedir?
Kanunda sınırlı sayıda belirtilen özel boşanma sebeplerinin ötesinde, eşler arasında kusur sayılabilecek pek çok kusurlu davranış daha söz konusu olabilecektir. Örneğin, eşlerin kişisel bakımlarına gerekli özeni göstermemesi, borçların ödenmemesi, eşinden sıkıldığını açık açık beyan etmek, eşin kilosuyla alay etmek gibi sınırlı sayıda olmayan sebeplerle de eşler evlilik birliği içerisinde kusurlu davranışta bulunmuş sayılabileceklerdir. Her somut olaya göre çeşitlenebilecek olan bu kusurlu davranış örnekleri, zamanla ve deneyimle kaçınılmaz olarak şekillenecektir. Kanunda sınırlı sayıda sayılmamış olan genel boşanma sebeplerinin en önemli hukuki zemini 4721 Sayılı TMK m.166/1 uyarınca Evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanma sayılabilecektir. 4721 Sayılı TMK m.166/1: “Evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir.“
Genel Boşanma Sebepleri
- Şiddetli geçimsizlik
- Şiddet
- Evlilikten doğan yükümlülükleri yerine getirmeme vd.(Genel boşanma sebepleri sınırlı sayıda olmadığı için örnekler çoğaltılabilecektir.)
Bu kanuni düzenleme uyarınca, eşler pek çok genel boşanma sebebi doğrultusunda boşanma davası açabileceklerdir. Ancak taraflar karşılıklı olarak anlaşıp, anlaşmalı boşanma davası açmadıkları taktirde, çekişmeli boşanma davası açılacaktır. Bu durumda ise, boşanma davalarından kusurun önemi ortaya çıkacaktır. Somut olaya göre de kusur durumuna göre boşanmanın doğuracağı mali ve diğer sonuçlar değişkenlikler gösterecektir.
YHGK 1992/2-81 E. 1992/192 K. 18.3.1992 tarihli kararında :”Davacı tanıklarının anlatımlarıyla davalının, sakatsın ne biçim adamsın, paranın nasıl harcanması gerektiğini dahi bilemiyorsun şeklinde sözlerle davacı eşini küçük düşürücü hitaplarda bulunduğu ayrıca ‘ben bu adamla Almanya ya gidebilmek için evlendim’ gibi söylentileri yaydığı gerçekleşmiştir. Davalının belirlenen tutumu ve davranışları ortak hayatı kendilerinden beklenemeyecek derecede temelinden sarstığı açıktır.” Boşanma davalarında kusurun önemi konusuna örnek ve emsal teşkil edebilecek olan bu karardan da açıkça anlaşılabileceği üzere, eşe karşı küçük düşürücü hitaplarda bulunulması evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle, genel boşanma sebebi olarak evliliği sonlandırmaya yetmiştir.
‘ALO’ Demek ile Kusur Bağlantısı Kurmak Mümkün Müdür?
Eşler arasında birbirlerine ‘Alo’ diye seslenilmesi, başkalarının önünde yada baş başa iken evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına yol açacak kusur unsuruna sahip gözükmektedir. Şöyle ki, bu ifade biçimi başkalarının önünde küçük düşürücü bir nitelik kazanmaktadır. Eşlerin baş başa oldukları anlarda ise böyle bir hitap şekli, kötü niyetli olarak psikolojik şiddet amaçlı dahi kullanılabilecektir. Yukarıda detaylı olarak izah edildiği üzere, 4721 Sayılı TMK m.166/1 kapsamında genel boşanma sebepleri sınırlı sayıda belirtilmemiştir. Eşin, diğer eşe karşı ‘Alo’ diye hitap etmesi, özellikle de bunu süreklilik arz edecek şekilde yapması genel boşanma sebeplerinden biri olarak değerlendirmek yerinde gözükmektedir. Bu sebeple, Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nce verilen bu karar, evlilik birliğinde ki eşlerin karşılıklı yükümlülükleri göz önünde bulundurulduğu taktirde emsal niteliği teşkil ettiği için oldukça önemli bir karardır.